Dün oğlumu parka götürdüm. Salıncak, kaydırak faslından sonra biraz oturalım diye boş bir masaya geçtik. Derken ihtiyar bir amca çıkageldi. Selamlaştık, masamıza oturdu. Bu amca 1933 doğumlu (76 yaşında) ve Kayseriliymiş. Yıllarca Almanya'da çalışıp emekli olup gelmiş, çoluk çocuğa ev yapmış, yaşayıp gidiyormuş. Kendisi güler yüzlü, canayakın bir tipti. Hiçbir ihtiyara saygıda kusur etmeyiz ama böylelerini daha bir içten severiz. Bir de her gördüğüne öğütler vermeye çalışan, ağzından cehalet aktığı halde kendisini ulu çınar zanneden ihtiyarlarımız vardır ki, böylelerine de saygıda kusur etmemeye çalışırım ama olabildiğince uzaklara kaçarım.
Neyse dönelim bizim amcaya. Sanırım kendisi de hala sigara içtiği için olacak ki, görür görmez sigarayı bırakmamı söylemeyen ilk yaşlıydı :)
Bu amcayla, gavurun dürüstlüğünden, bizim sahtekarlığımızdan dem vuruyorken yaşlı bir amca daha geldi, bereketli günümdeymişim, bir sürü boş masa varken o da gelip yanımıza oturdu. Tabi asıl niyetleri sohbet etmek olan bu amcalara hiç bir zaman "öte git" dememişimdir ama ne yazık ki iletişim kurmakta da hep zorlanmışımdır.
Neyse, bu yeni amcanın da 1931 doğumlu (78 yaşında) ve Kırşehirli olduğunu diğer amcayla birlikte öğrendik. İşe bakın ki bu amca da diğeri gibi eski bir Almancı çıktı. İçimden dedim ki "Oh ne ala, Almanyadan hemşeri çıktılar, gör şimdi muhabbeti!" ama nerdee! Amcalar Kayseri ve Kırşehir tartışmalarına bir başladılar ki sormayın. Biri Kayserililere atıp tutuyor diğeri Kırşehirlilere. Pes dedim yani bu yaşa gelmişler hala akıllanmamışlar. Ben de arasıra lafa girip her memleketin iyisi de vardır, kötüsü de mealinde bişeyler söyleyip olayı tatlıya bağlamaya çalışıyorum ama dinleyen kim! Kayserili amca Kırşehirlilerin ne kadar para düşkünü olduğundan, Kırşehirli amca da Kayserinin yarısının Ermeni olduğundan bahsetti. Bu arada her söylediklerini de bana onaylatmaya çalışmaktan geri durmadılar.
Sonunda Kırşehirli ağzını bozmaya başladı ve kalkıp gitti. İşin aslı Kırşehirlinin diğeri kadar hoşgörülü ve sevecen bir yanı yoktu. Daha baştan, herşeyi bilirim havasında ve önyargılıydı. Aslında ben Kayserililerin para konusunda tartışmasız bir şöhret yaptığını bilirim ama Kayserili amca bu iddiayı Kırşehire yöneltmişti. Almanya'da birlikte iş yaptığı bütün Kırşehirlilerin böyle olduğunu gördüğü için kendince haklıydı. Ben de bunun sebebinin Almanya'da yaşayan Kırşehirli oranının fazla oluşundan kaynaklanıyor olabileceğini söyledim ama bu fikrim de ihtiyarlar tarafından pek itibar görmedi.
Her neyse, bu saçma tartışmaya taraftar olacak değildim ve bu yaşa gelmiş insanların böyle bir tartışmaya girerek birbirlerine karşı hakarete varan sözler sarfetmelerini çok yadırgadım.
Bu olayı paylaşmamın asıl sebebi; bu neslin, yani dedelerimizin ve hatta babalarımızın nasıl bir ruh haline sahip olduklarını göstermesi ve bu ruh halinin ülkeye nelere mal olduğunu gözler önüne sermesidir. İşte bu zaaf yüzünden, bu ülke yıllarca anarşiye sürüklenmiş, millet şucu bucu diye bölünmüştür.. Bari biz ve çocuklarımız bu zaafın kurbanı olmayalım, ortak paydalarda birlik olalım: En azından devletimiz, vatanımız, bayrağımız ve dilimiz aynı. Farklı inanabilir veya düşünebiliriz, farklı takımları tutabiliriz, farklı etnik kökenimiz olabilir, farklı yerlerde doğup büyümüş olabiliriz, ne var yani bunda? Bunlar kavga sebebi olabilir mi? Bunlar bölünmeyi, birbirimize düşman olmayı gerektirir mi?..
Serdar Kocaoğlu
13.04.2009
ihtiyar, yaşlı, amca, kayserili, kırşehirli, hemşericilik, bölgecilik, farklılık, para, almanya, almancı, emekli, çocuk, zaaf, millet, ülke, vatan, dil, Türkiye, bayrak, etnik köken, kurban, ortak payda, anarşi, birlik, beraberlik, düşman, böünme, bölücülük
Yazının devamı..